Sympathy for the Devil, Nicolas Cage'in canlandırdığı The Passenger adlı bir karakterin, Joel Kinnaman'ın canlandırdığı bir adamla tanışması sonucu gelişen olayları konu alır. Film, bir araba yolculuğu boyunca yaşanan gerilimli bir hikaye anlatır.
Hikaye, The Passenger adlı bir adamın, kendisini gizemli bir yabancı tarafından arabasına alınmasıyla başlar. Bu yabancı, The Passenger’a bir teklifte bulunur: onunla bir yolculuk yapacak, ancak bu yolculuk, sıradan bir seyahatten çok daha fazlasıdır. Yabancı, sürücüyü, kendisinin geçmişine ve planlarına dahil etmeden önce, ona çeşitli sorular sormaya ve ona zorlayıcı seçimler yaptırmaya başlar. Gerilim, yolculuk boyunca artar çünkü The Passenger, yabancının kim olduğunu ve ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken, bir yandan da yolculuk sırasında kendi içsel karanlıklarını keşfeder.
Yavaşça, her şeyin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkar. Yabancı, The Passenger'a doğru ilerleyen bir tehdit oluşturur ve her ikisi de birbirlerinin derin sırlarını öğrenmeye başlar. Bu yolculuk, sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda karakterlerin psikolojik ve duygusal olarak bir testten geçtiği bir süreçtir.
Film boyunca, izleyiciyi sürekli bir gerilim içinde tutan bir atmosfer yaratılır. Sympathy for the Devil, kimlik, suçluluk ve içsel çatışmalar gibi temaları işlerken, izleyiciyi sürekli olarak sürükleyici bir gerilim içinde tutmayı başarır.