Büyüfix, sihirli iksirin formülünü tek bilen kişi olarak büyük bir sorumluluğa sahiptir. İksiri hazırlamak için gereken nadir otları toplamak üzere ormana giden Büyüfix, burada yaşadığı ufak bir kaza sonucu ayağını incitir. Bu kazayı, Büyüfix’in şimdiye kadar hayatında hiç yaşamadığı bir olay olarak kabul etmesi, onu derin düşüncelere sevk eder. Bu beklenmedik sakatlık, Büyüfix’in güçlü ve güvenli hissettiği dünyasında bir çöküş gibi hissedilir. Ayağını burkmanın, ona hayatı ve yaşamın kırılganlığını gösteren bir işaret olduğuna inanmaya başlar. Büyüfix, bu küçük kazanın, ona hayatının daha büyük anlamlarını sorgulama fırsatı sunduğunu fark eder. Artık iksiri hazırlama görevinden çok, içsel bir keşif yolculuğuna çıkmaya başlar.